Nef Reserve Kandilli

Kandilli’nin köklü geçmişinden, tarihî sokaklarından ve Boğaz’ın ihtişamlı yalılarından ilham alan Nef Reserve Kandilli, geleneksel mimarinin çağdaş çözümlerle hayat bulmuş ve en üst düzeyde gerçekleştirilmiş halini yansıtıyor. Geniş saçaklarla gölgelenen katlar, görüş perspektifini artırarak eğime göre şekillenen çıkmalar ve cephe tasarımı, bölgenin dokusuna uyum sağlamakla birlikte özgün bir karakter ortaya koyuyor.154.162m² inşaat alanı ve 38.713 m²’lik peyzaj alanıyla 2+1’den 5+1’e farklı büyüklüklerdeki toplam 406 rezidanstan oluşan Nef Reserve Kandilli, mimar Emre Arolat ve iç mimar Mustafa Toner’in imzasını taşıyor.

"Boğaziçi'nin su kenarı yapıları ve kıyı konaklarının ayrıştırıcı özellikleri Nef yapılarında ana unsurları olarak öne çıkıyor" -Emre Arolat
Proje, büyük ölçekte İstanbul’a, daha dar bir çerçevede ise Boğaziçi’ne eklemleniyor. Boğaziçi’nin su kenarı yapılarının ayrıştırıcı özellikleri projenin de ana unsuru olarak öne çıkmaktadır. Tarihi tasarım anlayışı, modern çizgilerle buluşuyor. Geniş saçaklarla gölgelenen katlar, görüş perspektifini artıran ve eğime göre şekillenen çıkmalar ile cephe tasarımı, bölgeye uyum sağlayarak özgün bir karakter ortaya koyuyor.

Farklı toprak renkleri ve doğal ahşabın yumuşaklığı. Her dokunuşta doğanın kendine has dokusu. Kesintisiz şeffaf yüzeyler manzarayı hayatın içine dahil ediyor, yan cephelerde kullanılan dil ve topraktan duvarlara doğru devam eden doğal taş dokusu yapıya kendine has bir karakter katıyor.

“Yapılacak peyzaj düzenlemesi, tamamlanmış projenin en görünür ve projeyi en iyi ifade eden unsurlarından biri olacak ve projenin ruhunu yansıtacak.” -Herman Salm
Konutların, yerleşimi sayesinde geniş Boğaz manzarası yaşamın bir parçası oluyor. Projede, bir “ışık ormanı” konsepti yaratılıyor. Kısıtlı ağaç türlerinden Huş ve Çam, ilk bakışta projeye çarpıcı ve baskın bir karakter katıyor. Bu ağaçların arasına eklenen Katsura, Sığla, Japon Zelkovası ve Kanada Taşarmudu da peyzaja farklı renkler katıyor.